Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, yaptığı yazılı basın açıklamasında, “Geçinemiyoruz, barınamıyoruz, yaşayamıyoruz” diyerek 24 Kasım’da iş bırakacaklarını belirtti. Acar, “24 Kasım Öğretmenler Günü’nde, okullarımızda öğrencilerimizle olmak, tebrikleri almak yerine üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakacağız” dedi.
“BIÇAK KEMİĞE DAYANMAKLA KALMADI, ARTIK KESMEYE BAŞLADI”
Acar açıklamasını devamında şu ifadelere yer verdi:
“Bizler geleceğin mimarı, eğitimin dinamosu olan eğitim emekçileriyiz. Birilerinin hiç dilinden düşürmediği o yeni Türkiye’nin görmezden gelinenleri, sefalete itilenleri, itibarı ve hakları yok sayılanlarız.
Ve bugün burada bıçağın kemiğe dayanmakla kalmadığını artık kesmeye başladığını haykırmak, ‘geçinemiyoruz, barınamıyoruz, yaşayamıyoruz’ demek için buradayız.
İktidarın öncelikleri ile ülkenin ve yurttaşların ihtiyaçları arasındaki makas her geçen gün açılmakta, göz göre göre ekonomik buhrana sürüklenen ülkemiz, çalışan kesim için bir hayatta kalma yarışmasının platformuna dönüştürülmektedir.
Memur ve memur emeklisinin 2024 ve 2025’te alacağı ücretlerin belirlendiği 7. dönem toplu sözleşme görüşmesi, ülkemizde her şey durmadan pahalanırken insan emeğinin günden güne ne kadar ucuzlaştırıldığının, kamu emekçisinin yöneticiler gözünde ne denli kıymetsiz olduğunun göstergesi olmuştur.”
“HÜKÜMETİN UTANÇ VERİCİ ZAM TEKLİFİ”
TÜİK’in enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını belirten Acar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“TÜİK’in paralel evrendeki Türkiye’ye bakarak belirlediği enflasyon oranları, tokların doluşup açların kaderine karar verdiği görüşme masası, kapalı kapılar ardında toplantılar, sarı sendikaların mikrofonlar önünde dostlar muhalefette görsün tadında göstermelik itirazları, yapısı nedeniyle zaten adil olması beklenemeyecek olan Kamu Hakem Heyeti’nin devreye girmesi derken, müzakere değil müsamere yapılmıştır ve perde, kamu emekçisine sefalet kararıyla kapanmıştır.
Onca büyük laf, onca vaat, onca beklentinin ardından bu sürecin sonunda yine hükümetin utanç verici zam teklifinin kabul edilmesi, ortada alın terimiz için bir görüşme değil bir dayatma olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
Belirlenen zam teklifi, hem bugünün gerçek enflasyon rakamlarının, hem de Merkez Bankası’nın önümüzdeki yıl için açıkladığı ve yine kim bilir kaç kez revize ederek yukarıya çekeceği iyimser enflasyon rakamlarının dahi altında kalmıştır.”
“EĞİTİM EMEKÇİLERİ GEÇİNEMİYOR”
Sadece insanlık onuruna yakışır bir ücret değil, insanlık onuruna yaraşır koşullarda çalışma haklarının da ellerinden alındığını söyleyen Acar şöyle devam etti:
“Özetle; mesleki haklarımızı seçimlerden seçimlere hatırlayan yöneticiler, sarı sendikaların da yardımıyla bizlerin tüm taleplerini bir dönem daha askıya almıştır. Tüm kamu emekçileri gibi; eğitim emekçileri geçinemiyor, haklarına kavuşamıyor, ailesinin ihtiyaçlarını gideremiyor, her ay borç batağına biraz daha batıyor, yanlış politikalar nedeniyle toplumda hak ettiği saygıyı göremiyor.
Gerçek, iktidarın öğretmenler günlerinde ezbere söylediği süslü laflarda değil. Gerçek, MEB’in havuz medyasında tarif ettiği yalancı pembe tabloda değil. Nedir gerçek? Eve boynu bükük, derslere düşünceli girdiğimizdir.
Nedir gerçek? Daha ayın ortasında ay sonunu kara kara düşünmeye başladığımızdır. Artık yaşanabilir bir emeklilik hayalinin bile bizden çalındığı, on yıllar boyunca insan yetiştirmiş eğitim emeklisinin emeklilikte bile çalışmak zorunda kaldığıdır gerçek.”
“ÜRETİMDEN GELEN GÜCÜMÜZÜ KULLANARAK İŞ BIRAKACAĞIZ”
Kasım ayında eylemliliklerine hız verdiklerini kaydeden Acar, şunları söyledi:
“İlk 3 gün işyerlerimize kokartlarla giderek halimizi de taleplerimizi de görünür kıldık. Artık bölge eylemleri yaparak yurdun dört bir yanında eğitim emekçilerine, demokratik kitle örgütlerine ve duyarlı yurttaşlara sesleniyoruz.
Bu eylemlilik sürecimizin en önemli 2 durağı ise 24 Kasım ve 25 Kasım olacaktır. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde, okullarımızda öğrencilerimizle olmak, tebrikleri almak yerine üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakacağız.
Tüm illerde Atatürk heykellerinin, büstlerinin olduğu alanlarda Başöğretmenimize saygımızı sunacak, ancak öğretmenliği ayaklar altına almaya çalışan yöneticilerin riyakarca tebriklerini reddedeceğiz.”